Dr. Selahattin Savaşkan Burgazada'nın çok sevilen, sayılan belediye hekimiydi. Uzun boylu, güler yüzlü, yardımsever bir insandı. Düşüp yaralanan çocukların kurtarıcısıydı. Çok kibardı. Karşılaştığı kadınları eğilerek selamlardı.
Eşi Melahat hanımla aşklarının tek pürüzü Selahattin beyin içki kaçamaklarıydı. Kaçamak arkadaşları Sait Faik Abasıyanık, Mülkiyeli balıkçı Muvakkar Orhon, Genco Erkal'ın babası Reşat bey; Melahat hanım tarafından basılmamak için çareyi lokantada değil Papu Pandeli'nin sütçü dükkânında içmekte buldular ama olmadı. Sonunda çok güvenli bir mekân keşfettiler: Cennet Yolu'ndaki, Kınalıada'ya bakan mezarlığın yanı başına, açıktaki gemileri demir atmamaları konusunda uyarmak için dikilen ışıklı çapanın altı... Melahat hanımın mezarlıkta içeceklerini tahmin edemeyeceğini, etse bile akşam karanlığında mezarlığa girmekten korkacağını düşündüler ve haklı çıktılar. Orada çok gün batırdılar ama hiç basılmadılar.Yıllar geçti, Selahattin bey vefat etti. Burgazada Mezarlığı'nda yer kalmamıştı. Hatırlı insanlar araya girip yer buldular. Melahat hanımın basamadığı tek yer olan o ışıklı çapanın altındaydı mezar yeri. Bir süre sonra Melahat hanım da vefat etti ve o çapanın altında eşiyle buluştu.