Büyükada
Çarşamba, 14 Eylül 2011 09:26

Mikayel Nurican

1934 yılında Büyükada'da Dikmen Evini inşa etti. İstanbul'da doğdu ve aynı yerde öldü.
Perşembe, 15 Eylül 2011 00:22

Niko

Alparslan Sokak'ta otururdu.
Salı, 20 Eylül 2011 17:00

Süreyya Gencer

Tenisçi.
Kategori Adalı Sporcular
Cumartesi, 17 Eylül 2011 01:26

Bakkal Lefter

Bakkal Lefter başlangıçta Büyükada'nın Nizam semtinde mahalle bakkalıydı ancak sonradan çarşıya gelip yeni bir dükkân açtı. Bir dönem muhtarlık da yapan Lefter'in eşi Yunan vatandaşıydı ve Yani isimli bir oğlu vardı. Lefter çok iyi, dürüst ve sevilen bir esnaftı. Ancak bu özelliği 6-7 Eylül 1955'teki resmi provokasyonun ardından gelen yağma ve yıkımda ona hiç ayrıcalık sağlamadı. Büyükada'ya gelen yağmacılar adadaki yandaşlarıyla birlikte Müslüman olmayanların önceden işaretlenmiş işyerlerini ve evlerini yakıp yıkıp yağmaladılar. Tabii Lefter'in mütevazı bakkal dükkânını da... Olayın ertesi günü Büyükada Karakolu’ndan polis H. zarar ziyan tespiti yapıyordu. Dört duvarından başka bir şeyi kalmamış bakkal Lefter'in karşı sırasındaki bakkal Fahri Tanrıverdi'nin dükkânına gitti. Bakkalın oğlu Ahmet de dükkândaydı. Polis H. Ahmet'e, "Gidip bakkal Lefter'e söyle, zarar ziyanı neyse bildirsin!" dedi. Bakkal Fahri hemen atılıp, "Sen gidip söylesene, neden çocuğu gönderiyorsun!" diye azarladı polisi. Polis H. gidip söyleyemiyordu, çünkü önceki gece farklı dinden olanların dükkân ve evlerini yağmacılara gösterenler arasında onun da olduğu iddia ediliyordu. Durumu Bakkal Fahri de, Ahmet de biliyordu. Polis başka çare bulamayınca Lefter'in dükkânına bizzat gitmek zorunda kaldı, "Zarar ziyanın neyse bildir!" dedi. Lefter elleriyle bomboş duvarları gösterdi, "Ne bildireyim, dört tane duvar kaldı bilmiyor musun!" diye söylendi. Polisin yağmacılarla ilişkisini o da biliyordu. 1964 yılında Yunan vatandaşı olan İstanbulluların sınır dışı edilmesine karar verildiğinde Lefter'in eşi de gitmek zorunda kaldı. Lefter ve oğlu Yani de ona katıldı, Yunanistan'a göç ettiler.
Perşembe, 15 Eylül 2011 12:18

Erol Eti

Türk duvar ressamı. Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu'nu bitirip (1961), aynı okulda asistanlığa başlayan Erol Eti, Stuttgart'ta iki yıl uzmanlık çalışması yaptı. Yurda dönünce Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu'nda öğretim görevliliğinde (1970), Dekoratif Resim Bölümü Başkanlığında (1975) ve müdürlükte (1975-1979) bulundu. Duvar süslemeciliği alanında çeşitli yarışmalar kazanıp, Büyük Ankara Oteli'nde, İstanbul Sheraton Oteli'nde, ve diğer otellerde uygulamalar yaptı.
Kategori Adalı Ressamlar
Cumartesi, 17 Eylül 2011 01:57

Ergüder Yoldaş

Türkiye'nin önemli müzisyenlerindendir. Şarkılarıyla, özellikle Sultanıyegâh ve Sadabâd'la, Türk müziğini bambaşka bir yola sokan Ergüder Yoldaş, Türk popüler müziğinin tıkandığı 1980'lerde makam müziğiyle pop müziğin mükemmel bir sentezini ortaya koymuştu. 1987'de yaptığı Elde Var Hüzün albümü yüksek müzikal kalitesine rağmen istenen ticari başarıya ulaşamadı. Ergüder Yoldaş belki bu yüzden belki de kendisinin bildiği başkaca nedenlerle Büyükada'ya gelip münzevi bir yaşamı seçti. Başlangıçta denize yakın fundalıkların içinde naylonlar ve ambalaj malzemelerinden bir barınak yapıp yaşamayı yeğleyen Yoldaş, tuhaf bir rastlantı sonucu Büyükada yaşamının devamında Franz Ficher'den kalan enikonu yıkılmış kulübeye yerleşti. Bir iki kez sevenlerinin "hayata döndürme" çabalarına kapılıp gitse de yine geri döndü ve tam 13 yıl Büyükada'da yaşadı.
Cuma, 22 Nisan 2011 10:42

Dimitri Mandacıoğlu

Büyükadalı bakkal Aleko Mandacıoğlu'nun 1927 doğumlu oğlu Dimitri, askerliğini Yassıada'da yedek subay olarak yaptı. Çok yakışıklıydı. Hafta sonları üniformasıyla adaya geldiğinde tüm genç kızların soluğu kesilirdi. Askerlik sonrasında babasının dükkanında çalışmaya devam etti. 1954 yılında bakkal Toma'nın güzel kızı Eleni ile evlendi. Kısa süre sonra kızları Lidya dünyaya geldi.

Dimitri Mandacıoğlu daha sonra Turizmle uğraşmaya başladı. Anadili Rumcayla beraber üç dil biliyordu. Emekli olduktan sonra, Turizm konusundaki deneyimini Büyükada için değerlendirmeye karar verdi ve Büyükada İskelesi'ndeki danışma bürosunda gönüllü tercüman ve danışman olarak görev aldı. Artık her gün, tertemiz giysileri ve hâlâ yakışıklı pırıl pırıl yüzüyle, bir ev sahibi heyecanıyla yerli-yabancı turistleri bekliyordu. İhtiyaç duyan herkese, Büyükada ve adalar konusundaki engin bilgisiyle yardımcı olur, yol gösterirdi.

Yeni tanıştığı insanlarla dostlukları biraz ilerlediği zaman ilk işi, cüzdanından çıkardığı bahriye üniformalı yakışıklı fotoğrafını onlarla paylaşmak olurdu.

Büyükada veya adalarla ilgili her sorunda, her toplantıda mutlaka görev alır, fikirleri ve deneyimiyle katkıda bulunurdu. Genç-yaşlı herkesin dostu, ağabeyi ve amcasıydı.

Dimitri Mandacıoğlu 2006 yazında çok sevdiği adasına ve hayata veda etti.

Kategori Adalılar
Salı, 31 Ocak 2012 17:01

Hasan Fetihi

Aslen İranlı’dır. 1927’de, Lefter’den 3 yıl sonra, Başkale’ye 1 saat mesafede, Şahpur’da doğdu. Babamsı 4 yaşındayken öldmüş, 7 kardeş yetim kalmış. İlkokula bile gitmemiş. O yüzden Farsça bilmiyor, sonradan kendi kendine Türkçe öğrendi. Rus Harbi sonrası dayısının oğluyla huduttan kaçmış. Karısının da anası Türk, babası İranlı. Burada tanışıp, 1958’de evlendiler. Karısı 15 yaş küçük.

İzmirli bir tüccarın yanında işe girdi. O ölünce çocukları “Hasan Amca sen devam et” demiş, sonra kendi işini kurdu. Bekarlığı Cihangir’de geçti. O zamanlar Rumlarla hep bir aradalarmış. Cihangir şöyle böyle olunca Şişli’de bir daire satın aldı. "Bir ara çok bozuldu Cihangir, şimdi düzelmeye başladı..." Sonra Büyükada’yı keşfetti.

"Adada dolaşıyordum, Lefter de aynı şekilde. Bulduk birbirimizi. Yıl 1950…"

Cumartesi, 17 Eylül 2011 00:38

Ahmet Tanrıverdi

1944 yılında Büyükada Çarşı mahallesinde doğdu. Büyükada ilkokulu, Heybeliada orta okulu, Adalar (sonra Hüseyin Rahmi Gürpınar) lisesini bitirip, Şişli İktisadi Ticari İlimler Yüksekokulu'nda İşletme okudu. Son sınıfta üç dersi vermeyip okuldan ayrılarak mezun olmadı ve İngiltere'ye gitti. 6 ay Londra'da Pitman School'da lisan okudu.

Üniversite eğitimi sırasında 1966-70 yıllarında Burgazada'daki Adalar Su sporları Kulübü'nde yaz aylarında müdür olarak çalıştı. Londra dönüşü, 1970 yılında yılında Kuledibi'nde Miray Basımevi'nde beş yıl çalıştıktan sonra Arkadaş Matbaası'nı ortağı Fikret Müftüoğlu ile kurdu. 2 yıl sonra Canan Matbaası’nı kurup 1995 yılına kadar faaliyet gösterdi.

Bu arada 1980 yılından itibaren Büyükada Değirmen'de yaz aylarında başlayan meyhanecilik serüvenim, Kumsal'daki kendi yerimde devam etti. 1997 yılından itibaren kış aylarında Balmumcu'da "Garden 74" restoranının içinde kurduğum "Barba" isimli meyhanemi, Bostancı, Arnavutköy, Etiler, Nişantaşı'nda sürdürdüm. Beyoğlu'nda bir kış sezonu Tramvay adıyla küçük bir meyhane de çalıştırdım. Zincirlikuyu'da açtığım "Mastori" isimli meyhanemi Bostancı'ya taşıdım. Çeşme Altınyunus Oteli’nde "Barba", Sheraton otelinde "Anason" ismiyle iki yıl yaz aylarında meyhane açıp işlettim. 2008 yılından itibaren yaz ve kış 12 ay süreli olarak Büyükada'da "Prinkipo" isimli meyhanemi çalıştırıyorum.

1989 yılında Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi mezunu Büyükadalı Aynur hanım ile evlendim, Azra isimli kızım doğdu. Azra, Fevziye Mektepleri Vakfı'na ait Işık ilkokulu, lisesi ve Üniversitesi, işletme bölümünü okuyup bu yıl mezun oldu.

Gençliğimden başlayarak 1960-1980 12 eylülüne kadar CHP de ilçe ve il örgütlerinde görev yaptım. O tarihten itibaren hiçbir siyasi partiye mensup değilim. 19821992 yıllarında Gölcük Lions Kulübü üyesi olarak bulundum. 1988-2000 yılları arasında Özgür Masonlar Derneğinde bulundum, sonra uykuya yattım. Adalar Su sporları Kulübü'nde 1986-199o yıllarında yönetim kurulu üyeliği yaptım. Şu anda bir tek Adalar Spor Kulübü üyesiyim. Askerliğimi paralı olarak yaptım.

Yazmaya 6 yaşımda günce tutarak başladım. 2003 yılında ilk kitabım "Zaman satan Dükkan" Literatür yayınlarından çıktı ve üç baskı yaptı. Sonra sırasıyla "Hoşçakal Prinkipo, bir rüyaydı unut gitsin" Literatür, "Büyükada'nın solmayan fotoğrafları" Everest, "İlçemizi tanıyalım: Adalar" Adalı, "Ay'yorgi rehberi" Adalı, "Barba'nın mezeleri" Alfa, "Atina'daki Büyükada" Adalı, "Bir başka kentte ölümü beklemek" Adalı yayınlarından çıktı. Şu anda üç kitabımın yazımıyla ilgili çalışıyorum.

Çeşitli sivil toplum örgütlerinde söyleşi ve sunularda bulunuyorum. Televizyon programlarında Adalar ile ilgili anlatılarda bulunuyorum. Yazılı basında yine adalar ile ilgili röpörtajlarım çıkıyor. Adalar'ı tanıtma konusunda elimden geldiğince pozitif konuşuyorum. Adalar Müzesi'nin başından beri destekçisiyim. Adalı dergisinde yazıyorum. Felsefem; beni donanımlı olarak yetiştiren Adalar ilçeme olan borcumu ödemek için araştırıyor ve yazıyorum. Kendimi hiç bir zaman edebi bir yazar olarak görmüyorum. Benim durumundakilere yazar değil, yazan dendiğini savunuyorum.

Salı, 20 Eylül 2011 16:34

Olcay

Zamanının çoğunu hâlâ Büyükada'da geçiriyor.
Kategori Adalı Sporcular
Sayfa 3 / 16
Buradasınız: Home Adalar Büyükada