Büyükada
Perşembe, 15 Eylül 2011 12:20

Füreya Koral

Füreya Koral İstanbul'da doğdu. 1927'de Notre Dame de Sion Kız Lisesi'nden mezun oldu. Bir süre İstanbul Üniversitesi'nde Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne devam etti. Dönemin ünlü Macar keman virtüozu, sonradan Füreya'nın teyzesi Aliye Berger ile evlenecek olan Charles Berger'den özel keman dersleri aldı. 1940-1944 arasında müzik eleştirileri yazdı, çeviriler yaptı. 1947'de Lozan'da seramik çalışmalarına başladı. Ardından tanınmış Fransız seramikçi Serré'nin desteği ile, Paris'te özel bir seramik atölyesinde çalışmalarını sürdürdü. İlk seramik ve taşbaskı sergisini 1951'de Paris'te açtı. Aynı yıl yurda döndü, Maya galerisinde yapıtlarını sergiledi. Yurt içi ve yurt dışındaki çeşitli sergilere katıldı, ödüller aldı. Koral, 26 Ağustos1997'de 87 yaşında İstanbul'da öldü. Füreya Koral, soyuttan gerçeküstüne uzanan ve zaman zaman yerelliğe ağırlık veren bir anlatım çeşitliliği içinde seramik panolar, üç boyutlu yapıtlar, vazo, tabak vb. gibi günlük yaşamda kullanılacak ürünler gerçekleştirmiştir. Özellikle çinicilik konusundaki bilgisi ve yetkin işçiliği yapıtlarında Doğu ve Batı sanatını başarılı bir biçimde birleştirilmesine olanak vermiştir. Özellikle duvar dekorasyonu, pano ve şömine üstüne çalışmalar yaptı, 1960 yılında da Ankara'daki bir otel için büyük bir pano yaptı. Sanatçının diğer eserleri arasında, 1963 yılında Ankara'da Ulus Çarşısı'na, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı'na, 1966 yılında İstanbul'da Ziraat Bankası'na,1969 yılında İstanbul Divan Oteli'ne yaptığı panolar sayılabilir.1951'den günümüze kadar yurt içinde ve dışında 32 sergi açtı. Eserleri Paris'teki Salon d'Octobre, Ciudad de Mexico'daki Modern Sanat Müzesi, Prag'da Napstkovo Muzeum, Washington'da Smitshonian Institute ve Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki galerilerde sergilendi.1955 yılında Cannes Milletlerarası Sergisinde gümüş madalya, 1962 yılında Prag Milletlerarası Sergisinde altın madalya kazandı. 1967 yılında İstanbul'da düzenlenen Milletlerarası Seramik Sergisinde de gümüş madalya aldı. Ayrıca Washington Smithsonian Enstitüsü'nden ödül ve Fransa'daki Vallauris bienalinden onur diploması aldı. Koral, 1981'de Kültür Bakanlığı ödülü, 1986'da Sedat Simavi Vakfı Plastik Sanatlar Ödülü'nü de lâyık görüldü.
Kategori Adalı Ressamlar
Perşembe, 15 Eylül 2011 11:03

Vedat Kosal

Salı, 13 Eylül 2011 17:46

Raimondo Tommaso D’Aronco

Batı İtalya'da, Rimini'nin güneyindeki Gemona'da doğdu. İnşaat işleri yapan bir aileden geliyordu. 1877'de Venedik Güzel Sanatlar Akademisi'ne (Academia di Belle Arti di Venezia) girerek mimarlık okudu ve 1880'de mezun oldu. 1893'te I. Osmanlı Milli Ziraat ve Sanayi Sergisi'ni hazırlaması için İstanbul'a davet edildi. Ama ertesi yıl meydana gelen depremin kentte büyük hasara yol açması nedeniyle bu sergiden vazgeçildi, D’Aronco depremde zarar gören önemli binaların onarılmasıyla görevlendirildi. Daha sonra uzun yıllar İstanbul'da kalan ve II. Abdülhamid tarafından saray mimarlığı payesi verilen D’Aronco, o dönemde Avrupa'da ortaya çıkan art- nouvaou üslubunda gerçekleştirdiği binalarla kentin bu üslupla tanışmasına yol açtı. Başta, art nouveau'nun en güzel örneklerinden biri sayılan Tünel'deki Botter Apartmanı olmak üzere, Beşiktaş'taki Şeyh Zafir Türbesi, Tarabya'daki İtalyan Elçiliği Yalık Konutu, Yaniköy'deki Huber Köşkü (bugün Cumhurbaşkanlığı yazlık konutu), Sultanahmet'teki Tarım Orman ve Maadin Nezareti (bugün Marmara Ünivetsitesi Rektörlüğ) ve Alexander Vallaury ile birlikte yaptığı Haydarpaşa'daki Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (sonra Haydarpaşa Lises, bugün Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi) onun önemli eserlerindendir. Büyükada'daki Mizzi Köşkü Kulesi ve Ekleri inşaatını da gerçekleştirmiştir. D’Aronco II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesi üzerine 1909'da ülkesine döndü. Sanremo'da öldü.
Pazartesi, 30 Mayıs 2011 10:49

Bakkal Dimopulos

Bakkal Dimopulos Büyükada’nın en önemli ve en büyük bakkalıydı. Dükkânı bakkal Leonidas'ınki kadar estetik ve şık değildi ama en iyi işi her zaman o yapardı.

Bugünkü Marin Otel'in çapraz köşesindeki dükkânı halen boş..

Kategori Adalılar
Salı, 20 Eylül 2011 14:55

Hacı Lütfü

Kategori Adalı Sporcular
Çarşamba, 14 Eylül 2011 14:15

Konstandinidis Kalfa

Büyükada'daki bugün mevcut olmayan Aleksander Kangelaris Evi'nin kalfası.
Salı, 13 Eylül 2011 19:13

Erdem Hamami

Sovyet Devrimi öncülerinden Leon Troçki'nin 1929 başlarında içinde iki üç yıl yaşaması nedeniyle ünlenen İliasko Köşkü'nü bugünkü biçimiyle yeniden yaptı.
Çarşamba, 14 Eylül 2011 23:44

Judith Uluğ

8 Ocak 1940’da Minnesota (ABD)’de doğdu. Aynı kentin üniversitesinde master aldı ve New York Juliard Müzik okulu için burs kazandı, 1964 yılında burayı pekiyi derece ile bitirdi. ABD’denin çeşitli eyaletlerinde solo ve orkestra eşliğinde konserler verdi, radyo ve televizyon programlarına çıktı. Carnegie Hall ve Lincoln Center gibi en ünlü yerlerde büyük başarılar elde etti. ABD’de bulunan Koç Holdingden Tunç Uluğ’la karşılaştı ve kısa bir süre sonra evlendi. 1967 yılında da Türkiye’ye yerleşti. Bir süre İstanbul Devlet tiyatrosu konser piyanisti ve korepatitörü olarak çalışmalarını sürdüren Judit Uluğ, Mimar Sinan Üniversitesi Piyano sanatçı öğretim üyesi oldu ,1986’da doçent unvanını kazandı. Türkiye içinde ve dünyanın çeşitli ülkelerinde konserler verdi . Birçok ünlü piyanistimizin de hocalığını yaptı.
Cuma, 22 Nisan 2011 10:37

Ciğerci Altan

Yalnızca Büyükada'nın değil, tüm adaların yegâne ve ünlü ciğercisi Altan Sönmezler'in babası Raşit Bey, 1942 yılında Arnavutluk'tan, Büyükada'da ciğercilik yapan ağabeyi Sadık'ı ziyarete gelmişti. Büyükada'yı ve işi beğendi, hemen memleketine dönüp eşini de aldı ve bir daha ayrılmamak üzere adaya yerleşti. Bir yıl sonra oğulları Altan dünyaya geldi.

Adalardaki ciğerciler eskiden dükkân satışıyla yetinmez, sakatatları mahalle mahalle dolaşarak satardı. Büyükada nüfusunda Rumlar ağırlıklı olduğu için sakatatların adı Rumca söylenirdi: Ciğer stokaki, yürek kardiyaz, dalak ispilina, kelle kefalakya, beyin miyalo, paça podarakya diye satılırdı. O yıllarda yalnızca Büyükada'da dört ciğerci vardı.

Ciğerci Altan askerden dönünce kendi ciğerci dükkânını açtı.

Altan Sönmezler Büyükada'da ciğerciliği kadar futbolculuğuyla da tanınırdı. Santrhaf olarak tam 25 yıl Adalar takımında top koşturdu.

Bugün adalardaki tüm ciğerciler kapandı ancak Altan hâlâ direniyor. En çok sakatatta yüksek kolesterol olduğunu söyleyenlere kızıyor, "Ben her Allah'ın günü yiyorum ne kolesterol var ne lipit" diyor. Ciğerci Altan, eski İstanbul lezzetlerinden bumbar ve dalak dolmasının, uskumru dolması ve çirozunun, külbastısının unutulduğu gibi sakatat yemeklerinin de unutulacağından yakınıyor.

Kategori Adalılar
Sayfa 3 / 16
Buradasınız: Home Adalar Büyükada